27 Ocak 2025 Pazartesi

BENİM HİKAYEM

 Her zaman çocukları sevmişimdir. Onlara sarılmak, konuşmak, eğlendirmek ve oynamak beni hep mutlu etmiştir. Bu nedenle fizyoterapist olmak benim için son derece isabetli bir seçim oldu.

Hacettepe Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksekokulu'ndan 1999 yılında mezun oldum ve pediyatrik rehabilitasyon alanında çalışmaya başladım.

On beş yıl boyunca fiziksel engelli çocuklarla çeşitli rehabilitasyon merkezlerinde hem fizyoterapist hem de yönetici olarak görev yaptım. Tedavisini üstlendiğim tüm çocuklara ve ailelerine sevgilerimi iletiyorum.

Fizyoterapi eğitimim sırasında odyoloji ve konuşma bozuklukları alanında dersler almıştım. Bu alan, özellikle ilgimi çekmişti. Çalıştığım alanda konuşma bozukluğu olan birçok çocuk bulunuyordu ve bu alanda uzman sayısı ülkemizde son derece azdı. İnsan, kalpten bir şeyi ister ve bunun için emek verirse gerçekleşiyor. 2005 yılında yüksek lisans programına kabul edildim ve 2008 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Eğitim Odyolojisi bölümünü bitirdim. 2019 yılında ise Yükseköğretim Kurulu'ndan Odyoloji ve Konuşma Bozukluğu Uzmanlığına eşdeğerlik aldım.

Yüksek lisansımın ardından fizyoterapist olarak çalışmaya devam ederken, aynı zamanda işitme kaybı ve konuşma bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerle çalışma fırsatı buldum. Fizyoterapist olarak çalışmak her ne kadar güzel olsa da işitme ve konuşma terapisi yapmak ayrı bir keyif haline geldi. Özellikle, işitme ve konuşma bozukluğu nedeniyle normal gelişim gösteremeyen çocukların hayatına dokunup, onları akranlarıyla aynı seviyeye getirebilmek benim için büyük bir mutluluk kaynağı oldu.

Çocuklara daha faydalı olabilmek için alanımla ilgili çok sayıda kurs, eğitim, kongre ve sempozyumlara katıldım. Bu etkinliklerde hem katılımcı hem de konuk olarak yer aldım. Uzmanlık alanlarımla ilgili üniversitelerde kullanılmak üzere kitap bölümleri yazdım. Terapilerimde kullanmak üzere çeşitli eğitim materyalleri hazırladım ve bunları tüm terapist ve eğitimcilerin erişimine sunmak için bir blog oluşturdum. Blogum aracılığıyla dünyanın dört bir yanından teşekkür mesajları almak benim için büyük bir onur kaynağı.

Aldığım eğitimler arasında bana en çok katkı sağlayanlardan biri de duyu bütünleme bozukluğu tanı ve tedavi kursuydu. Tedavi ettiğim çocuklar arasında duyu bütünleme bozukluğuna sahip olanlar da bulunuyor. Bu alanda da tedavi imkânı sunmak, fizyoterapist olmamın sağladığı avantajla birlikte bütüncül bir tedavi uygulamama olanak sağlıyor.

Özetlemek gerekirse, 25 yıldır fiziksel engelli, çoklu engelli, işitme kaybı ve konuşma bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlere bütüncül bir yaklaşımla duyu bütünleme, işitme ve konuşma terapisi uyguluyorum. Umarım bir gün yollarımız kesişir  ve tanışma fırsatımız olur. Saygılarımla.

Çalıştığım Alanlar: Gecikmiş konuşma, Gelişimsel dil gecikmesi, Artikülasyon bozukluğu, Fonolojik bozukluk, Kekemelik, Afazi, Apraksi, Disartri, Down sendromu, Otizm, SMA ve kas hastalıkları, Serebral palsy, Prematüre bebekler, Çocuk ses bozuklukları, İşitme kayıpları, Koklear implant ve beyin sapı implantı rehabilitasyonu

20 Ocak 2025 Pazartesi

 Artikülasyon Bozukluğu: Seslerin Doğru Çıkarılmasında Yaşanan Zorluklar

Artikülasyon bozukluğu, çocukların veya yetişkinlerin konuşma seslerini doğru bir şekilde üretme veya çıkarma becerisinde yaşadıkları sorunları ifade eder. Bu sorunlar, çevreyle olan iletişimi etkileyebilir ve bireyin kendini ifade etme yeteneğini sınırlayabilir. 

Artikülasyon Bozukluğu Nedir?

Artikülasyon bozukluğu, belirli seslerin üretilmesinde ya da konuşma sırasında doğru çıkarılmasında meydana gelen zorluklardır. Bu bozukluk, seslerin eksik çıkarılması, yanlış üretilmesi ya da birbiriyle karıştırılması şeklinde kendini gösterebilir.

Artikülasyon bozuklukları genellikle:

  • Sesin atlanması ("araba" yerine "aba" demek),

  • Sesin yerine farklı bir sesin kullanılması ("resim" yerine "yesim" demek),

  • Sesin bozulmuş bir şekilde çıkarılması (sızıntılı ya da burundan gelen bir sesle üretmek),

  • Sesin eklenmesi ("saat" yerine "sahat" demek) şeklinde ortaya çıkabilir.

Artikülasyon Bozukluğunun Nedenleri

Artikülasyon bozukluğu çeşitli nedenlerden kaynaklanabilir. Bunlar arasında:

  1. Motor Becerilerde Zorluk: Dil, dudak, damak ve çene gibi sesletim organlarının koordinasyonunda sorunlar.

  2. Fiziksel Engeller: Yarık damak, yarık dudak ya da diş problemleri gibi anatomik sorunlar.

  3. Nörolojik Bozukluklar: Serebral palsi gibi durumların motor hareketleri etkilemesi.

  4. İşitme Kaybı: Çocuğun sesleri algılamada yaşadığı zorluklar, doğru çıkarmasını engelleyebilir.

  5. Model Eksikliği: Yeterli dilsel uyaran ya da doğru sesletim örneklerinin olmayışı.

Artikülasyon Bozukluğunun Belirtileri

Artikülasyon bozukluğu yaşayan bireylerde şu belirtiler gözlemlenebilir:

  • Belirli sesleri sık sık yanlış çıkarma (örneğin, "s" sesini "ş" olarak çıkarma).

  • Konuşmanın yaşıtlarına göre daha zor anlaşılır olması.

  • Sesletim hataları nedeniyle kelimelerin sık sık tekrarlanması.

  • İletişim sürecinde utanma ya da kendini geri çekme.

Dil ve Konuşma Terapisinin Rolü

Artikülasyon bozukluğunun tedavisinde dil ve konuşma terapisi büyük bir öneme sahiptir. Terapiler, bireysel ihtiyaçlara göre şu yöntemleri içerebilir:

  1. Hedef Seslerin Belirlenmesi: İlk olarak bireyin zorlandığı sesler tespit edilir ve bu sesler terapi süresince odak noktası olur.

  2. Ayna ve Görsel Araçlar Kullanılması: Doğru sesletim pozisyonunun gösterilmesi için ayna kullanılabilir.

  3. Artikülasyon Egzersizleri: Dil, dudak ve çene kaslarının güçlendirilmesine yönelik egzersizler uygulanabilir.

  4. Sesletim Tekrarlama Çalışmaları: Çocuğun sesleri doğru bir şekilde çıkarması için pekiştirme odaklı tekrarlar yaptırılır.

  5. Oyun Temelli Yaklaşımlar: Özellikle çocuklarda terapinin eğlenceli hale getirilmesi için oyunlar kullanılır.

Ebeveynlere Öneriler

Ebeveynler, artikülasyon bozukluğu yaşayan bir çocuğun terapi sürecini desteklemek için şu stratejileri kullanabilir:

  • Çocuğunuzla bol bol konuşun ve doğru sesletim için model olun.

  • Kelimeleri yavaş ve net bir şekilde tekrar ederek çocuğunuzun sesleri duymasını ve anlamasını sağlayın.

  • Kitap okuyarak ve şiirler tekrarlayarak çocuğunuzun dil farkındalığını arttırın.

  • Terapistin verdiği ödevleri evde uygulayarak çocuğunuzun ilerlemesini destekleyin.

Son Söz

Artikülasyon bozukluğu, erken müdahale ve doğru terapi yaklaşımlarıyla büyük ölçüde giderilebilir bir problemdir. Bir dil ve konuşma terapisti olarak, bireylerin sesletim becerilerini geliştirerek daha akıcı ve anlaşılabilir bir konuşma düzeyine ulaşmasını sağlamak bizim temel hedefimizdir. Eğer çocuğunuzun sesletiminde sorunlar fark ediyorsanız, profesyonel bir yardım almak için zaman kaybetmeden harekete geçin. Her bireyin konuşma potansiyelini ortaya çıkarmak mümkün!

19 Ocak 2025 Pazar

 Fonolojik Bozukluk: Seslerin Dünyasında Bir Yolculuk

Fonolojik bozukluk, çocukların konuşma sürecinde sesleri düzenli ve doğru bir şekilde kullanmakta zorluk yaşadıkları bir sesletim problemidir. Bu durum, konuşmanın anlaşılabilirliğini olumsuz etkileyebilir ve çocuk ile çevresi arasındaki iletişimde sorunlara yol açabilir. Bir dil ve konuşma terapistinin bakış açısından, fonolojik bozukluğu anlamak ve ele almak için gereken temel bilgileri bu yazıda paylaşıyoruz.

Fonolojik Bozukluk Nedir?

Fonolojik bozukluk, çocukların konuşma sesi sistemini tam anlamıyla kavrayamaması veya uygulayamaması durumudur. Bu bozukluk, seslerin eksik kullanılması, yanlış çıkarılması veya bazı seslerin diğerleriyle yer değiştirilmesi gibi durumlarla kendini gösterebilir. Fonolojik bozukluğu, motor temelli bir sorun olan artikülasyon bozukluğundan ayıran temel fark, dilin ses sistemine dair düşünsel bir zorluktan kaynaklanmasıdır.

Fonolojik Bozukluğun Belirtileri Nelerdir?

Fonolojik bozukluk yaşayan bir çocukta şu belirtiler gözlemlenebilir:

  • Bazı sesleri ya da ses gruplarını düzenli olarak atlama (örneğin, "kedi" yerine "tedi" demek).

  • Seslerin yerini değiştirme (örneğin, "kalem" yerine "talem" demek).

  • Sesleri basitleştirme (örneğin, "tren" yerine "ten" demek).

  • Konuşmanın yaşıtlarına göre daha zor anlaşılır olması.

Fonolojik Bozukluk Neden Oluşur?

Fonolojik bozukluğun kesin nedeni her zaman belirlenemese de, aşağıdaki faktörler bu bozukluğun ortaya çıkmasında etkili olabilir:

  1. Genetik Faktörler: Ailede benzer dil ve konuşma problemleri yaşamış bireylerin varlığı.

  2. İşitme Kaybı: Çocukta erken dönemde yaşanan işitme sorunları.

  3. Dil ve Konuşma Gelişimi Sorunları: Nörogelişimsel bozukluklar ya da genel gelişim geriliği.

  4. Çevresel Faktörler: Yetersiz dilsel uyaran veya etkili modellemelerin eksikliği.

Fonolojik Bozukluğun Tedavisinde neler yapıyoruz

Fonolojik bozukluğun tedavisi, çocuğun ses sistemiyle ilgili farkındalığını ve becerisini geliştirmeyi amaçlayan dil ve konuşma terapisi ile yürütülür. Terapiler bireysel ihtiyaçlara uygun olarak tasarlanır ve şu yöntemleri içerebilir:

  1. Fonolojik Farkındalık Çalışmaları: Çocuğun sesleri algılama ve ayırt etme becerilerini geliştirme.

  2. Ses Desenlerini Hedefleme: İhtiyaç duyulan belirli ses desenlerine odaklanarak terapi sürecini yönetme.

  3. Pratik ve Tekrar: Terapilerde öğretilen yeni becerilerin pekişmesini sağlamak için sık tekrar yapma.

  4. Oyun ve Etkinliklerle Öğrenme: Çocuğun ilgisini çekmek ve terapiden keyif alınmasını sağlamak için oyun temelli yaklaşımlar kullanma.

Ebeveynlere Öneriler

Fonolojik bozukluk ile başa çıkan bir çocuğunuz varsa, terapi sürecini desteklemek için şu stratejileri kullanabilirsiniz:

  • Çocuğunuzun konuşmasına sabırla ve dikkatle kulak verin.

  • Şekiller, nesneler ve renkler gibi görsel desteklerle çocuğunuzun ses farkındalığını geliştirin.

  • Sıklıkla okuma etkinlikleri yaparak çocuğunuzun dil becerilerini teşvik edin.

  • Doğru sesletim için çocuğunuzu zorlamadan model olun.

Son Söz

Fonolojik bozukluk, erken müdahale ve doğru terapi yaklaşımlarıyla çözülebilecek bir problemdir. Dil ve konuşma terapistleri olarak amacımız, çocuğun ses sistemini anlaması ve doğru kullanması konusunda ona rehberlik etmektir. Eğer çocuğunuzun konuşmasında sesletimle ilgili sorunlar fark ediyorsanız, profesyonel yardım almak için bir uzmana danışmaktan çekinmeyin. Her çocuğun seslerle dolu bu yolculukta doğru rehberlikle ilerlemesi mümkün!

17 Ocak 2025 Cuma

 Gecikmiş Konuşma

Çocuklarda Dil ve Konuşma Gelişimi Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Çocukların dil ve konuşma gelişimi, erken yaşlarda farklı hızlarda ilerleyebilir. Ancak bazı durumlarda bu gelişim beklenenden daha yavaş olabilir ve bu duruma "gecikmiş konuşma" denir. Peki, gecikmiş konuşma tam olarak ne anlama gelir ve ebeveynler ya da uzmanlar bu duruma nasıl yaklaşmalıdır? Bir dil ve konuşma terapistinin gözünden bu konuyu ele alalım.

Gecikmiş Konuşma Nedir?

Gecikmiş konuşma, bir çocuğun dil ve konuşma becerilerinin yaşıtlarına göre daha yavaş bir şekilde gelişmesi anlamına gelir. Bu durum, çocuğun:

  • Kelimeleri üretme (örneğin, "anne", "su" gibi basit kelimeler kullanma),

  • Cümle kurma (örneğin, "Top oyna" gibi iki kelimeli ifadeler kullanma),

  • Konuyu anlamlandırma (örneğin, verilen talimatları takip etme),

  • Sesleri doğru çıkarma gibi becerilerinde gecikmeler gözlemlenmesiyle ortaya çıkar.

Genellikle gecikmiş konuşma, 2-3 yaş arası çocuklarda fark edilir. Ancak her çocuğun kendine has bir gelişim temposu olduğu unutulmamalıdır.

Gecikmiş Konuşmanın Nedenleri Nelerdir?

Gecikmiş konuşma, farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Bunlar arasında:

  1. İşitme Kaybı: İşitme sorunları, çocuğun dili öğrenmesini zorlaştırabilir.

  2. Nörogelişimsel Bozukluklar: Otizm spektrum bozukluğu gibi durumlar dil gelişimini etkileyebilir.

  3. Zihinsel Gelişim Geriliği: Genel bilişsel gelişimdeki gecikmeler, konuşma becerilerini de etkileyebilir.

  4. Çevresel Faktörler: Yetersiz dilsel uyaran ya da iki dillilik gibi faktörler de etkili olabilir.

Belirtileri Nelerdir?

Bir çocuğun dil ve konuşma gelişiminde gecikme yaşayıp yaşamadığını anlamak için şu belirtilere dikkat edebilirsiniz:

  • 12 ayın sonunda anlamsız sesler ya da jestlerin dışında kelime kullanmıyor.

  • 18 ayın sonunda 20–30 kelimeye ulaşmış değil.

  • 2 yaşında iki kelimeli cümleler kuramıyor.

  • Yaşıtları kadar sözel ifade kullanmıyor.

  • Basit talimatları anlamakta zorlanıyor.

Gecikmiş Konuşma Tedavisinde Dil ve Konuşma Terapisinin Rolü

Dil ve konuşma terapisi, gecikmiş konuşma sorunları yaşayan çocukların gelişiminde hayati bir öneme sahiptir. Terapiler bireye özel olarak planlanır ve çocuğun ihtiyaçlarına uygun stratejiler uygulanır:

  1. Erken Müdahale: Ne kadar erken destek sağlanırsa, ilerleme o kadar hızlı olur. Özellikle 2-5 yaş aralığı kritik bir dönemdir.

  2. Oyuna Dayalı Yöntemler: Terapilerde çocukların ilgisini çekmek ve dil gelişimini desteklemek için oyunlar kullanılır.

  3. Ebeveyn Katılımı: Aile, dil ve konuşma terapistinin önerdiği etkinlikleri evde uygulayarak çocuğun dil gelişimini destekleyebilir.

  4. Pratik ve Tekrar: Yeni öğrenilen becerilerin pekçişilmesi için tekrar çok önemlidir.

Ebeveynler Neler Yapabilir?

Ebeveynler, gecikmiş konuşma durumunda çocuğunu desteklemek için şu stratejileri izleyebilir:

  • Çocuğunuzla bol bol konuşun, onunla göz teması kurarak iletişim kurmaya çalışın.

  • Kitap okuyarak, görseller ve hikâyelerle dil gelişimini destekleyin.

  • Basit ve yavaş bir dil kullanarak çocuğunuzun anlama sürecini kolaylaştırın.

  • Onunla oyunlar oynayarak dil ve iletişim becerilerini geliştirin.

Son Söz

Gecikmiş konuşma, erken müdahale ve doğru destekle çözülebilecek bir sorundur. Eğer çocuğunuzda dil ve konuşma gelişiminde bir gecikme fark ediyorsanız, bir dil ve konuşma terapistine başvurmanız önemlidir. Her çocuğun potansiyelini ortaya çıkarmak için birlikte çalışabiliriz!

16 Ocak 2025 Perşembe

 Çocukluk Konuşma Apraksisi: Tanı, Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri

Çocukluk konuşma apraksisi (Childhood Apraxia of Speech - CAS), motor planlama bozukluğunun bir sonucu olarak ortaya çıkan bir konuşma bozukluğudur. Bu durum, çocuğun istemli ve doğru bir şekilde ses, hece ve kelimeleri üretmesini zorlaştırabilir. CAS, dil becerilerinin doğru bir motor organizasyonla birleştirilmesini gerektirir; ancak bu durumda beyin ve kaslar arasındaki koordinasyon zorluğu nedeniyle konuşma akışı kesintiye uğrar.

Bir dil ve konuşma terapisti olarak, çocukluk konuşma apraksisinin belirtilerini, nedenlerini ve tedavi yöntemlerini bu yazıda ele alacağız.

Çocukluk Konuşma Apraksisinin Belirtileri

CAS tanısı koymak genellikle zordur, çünkü belirtiler diğer konuşma bozukluklarıyla karışabilir. Ancak aşağıdaki belirtiler CAS tanısında yaygın olarak görülür:

  1. Sesleri Doğru Üretmede Zorluk: Çocuk, belirli bir sesi bazen doğru üretebilirken bazen yanlış üretir.

  2. Hece ve Kelime Sırasında Hatalar: Kelimelerdeki heceleri doğru bir sırada üretmekte zorlanabilir.

  3. Tutarsız Konuşma Hataları: Aynı kelime farklı zamanlarda farklı şekillerde telaffuz edilebilir.

  4. Yavaş Konuşma Hızı: Çocuk, kelimeleri oluştururken ekstra zaman harcar.

  5. Kelimeler Arasında Fazla Duraklama: Kelimeler arasındaki motor planlama eksikliği nedeniyle duraksamalar olabilir.

  6. Prosodi Problemleri: Konuşmanın tonlama, ritim ve vurgu öğelerinde eksiklikler görülür.

Ek olarak, çocuklarda gecikmiş dil gelişimi, kelime haznesinin kısıtlı olması veya anlamadaki güçlük gibi belirtiler de CAS ile bir arada görülebilir.

Çocukluk Konuşma Apraksisinin Nedenleri

CAS’nin tam nedeni her zaman bilinmese de, çoğu zaman nörolojik kaynaklı olduğu düşünülmektedir. Nedenleri şu şekilde sıralanabilir:

  1. Nörolojik Bozukluklar: Beynin konuşma planlama ve koordinasyonundan sorumlu bölgelerindeki anormallikler.

  2. Genetik Faktörler: Ailede benzer bozuklukların bulunması.

  3. Nadir Genetik Sendromlar veya Durumlar: CAS, bazı sendromlarla birlikte görülebilir (Down sendromu, Rett sendromu gibi).

  4. Travmatik Beyin Yaralanması: Beyindeki motor planlama alanlarına zarar veren travmalar.

CAS ile Diğer Konuşma Bozukluklarının Farkı

CAS, fonolojik bozukluklar veya artikülasyon problemleri gibi diğer konuşma sorunlarıyla karışabilir. Ancak CAS’yi ayırt eden temel özellik, motor planlama ve koordinasyon eksikliğidir. Bu nedenle CAS, yalnızca seslerin yanlış üretilmesiyle değil, kelime oluşturma sürecinin tamamında tutarsızlıkla kendini gösterir.

Çocukluk Konuşma Apraksisinin Tedavisi

CAS tedavisinde erken müdahale büyük önem taşır. Dil ve konuşma terapisi, tedavinin temelini oluşturur.

  1. Bireyselleştirilmiş Terapi Programları: Her çocuğun ihtiyacına özel bir plan oluşturulur.

  2. Motor Planlama Yöntemleri: Terapiler, çocuğun kelimeleri oluştururken beynin motor planlamayı daha etkili bir şekilde yapmasını sağlar.

  3. Sık ve Yoğun Terapi Seansları: CAS tedavisinde tekrar önemlidir. İleri seviyelerde seans yoğunluğu artabilir.

  4. Görsel ve Dokunsal Geri Bildirim: Aynalar, elektronik cihazlar veya dokunsal ipuçları çocuğun konuşma becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir.

  5. Aile Katılımı: Ebeveynler, terapinin bir parçası olarak çocuğun günlük hayatında konuşma pratiği yapmasını desteklemelidir.

Ailelere Öneriler

  • Çocuğunuzun iletişim çabalarını destekleyin ve konuşma sürecini baskı altına almaktan kaçının.

  • Konuşma terapisti tarafından verilen ev çalışmalarını düzenli olarak yapın.

  • Çocuğunuzun terapiden keyif alması ve motivasyonunun yüksek tutulması için pozitif bir ortam yaratın.

Son Söz

Çocukluk konuşma apraksisi, erken müdahale ve bireyselleştirilmiş bir terapi planıyla kontrol altına alınabilir bir durumdur. Bir dil ve konuşma terapisti olarak, amacımız çocuğunuzun iletişim becerilerini geliştirerek sosyal ve akademik hayatta daha rahat bir şekilde yer almasına yardımcı olmaktır. CAS konusunda sorularınız veya endişeleriniz varsa, profesyonel bir terapiste başvurmaktan çekinmeyin.

15 Ocak 2025 Çarşamba

 Afazi

Afazi, bir dil ve iletişim bozukluğu olarak beynin dil işlevlerini yöneten bölgelerindeki hasar sonucu ortaya çıkar. Bu durum, bir bireyin konuşma, anlama, okuma ya da yazma gibi dil becerilerinde zorluk yaşamasına neden olur. Peki, afazi ne anlama gelir, neden olur ve nasıl tedavi edilir? Gelin, bir dil ve konuşma terapistinin bakış açısından bu sorulara cevap arayalım.

Afazi Nedir?

Afazi, genellikle beyin hasarı sonucu meydana gelir. Bu hasar, çoğu zaman inme, travmatik beyin yaralanması, beyin tümörü ya da bazı nörolojik hastalıklar (Alzheimer gibi) nedeniyle oluşur. Afaziyi yalnızca "konuşma kaybı" olarak değerlendirmek yanlıştır; çünkü bu durum dilin anlaşılması ve üretilmesiyle ilgili çok daha geniş bir yelpazeyi kapsar.

Afazi, bireyden bireye farklılık gösterir ve genellikle şu şekilde sınıflandırılır:

  • Akıcı Afazi (Wernicke Afazisi): Kişi akıcı konuşabilir ancak kelimeler anlamsız olabilir ya da yanlış kullanılabilir. Dinleme ve anlamada zorluk yaygındır.

  • Akıcı Olmayan Afazi (Broca Afazisi): Kelimeleri üretmek zorlaşabilir ve cümle yapısı basit hale gelebilir. Ancak anlama genellikle korunur.

  • Global Afazi: Dil becerilerinin çoğunun ciddi derecede etkilendiği bir durumdur.

Afazinin Belirtileri Nelerdir?

Afazi tanısı koymak için aşağıdaki belirtilere dikkat etmek gerekir:

  • Kelimeleri bulmakta zorluk (“sözcük bulma” problemi).

  • Yanlış ya da uygunsuz kelimelerin kullanılması.

  • Uzun ya da anlamsız cümleler kurma.

  • Yazma veya okuma güçlüğü.

  • Konuşulan dilin anlaşılmasında zorluk.

Afazinin Tedavisinde Dil ve Konuşma Terapisinin Rolü

Afazili bireyler için en etkili yöntemlerden biri dil ve konuşma terapisi uygulamalarıdır. Terapiler, bireyin mevcut iletişim becerilerini maksimize etmek ve dil yetilerini yeniden kazandırmak üzerine odaklanır. Şunlar tedavi planının önemli unsurlarındandır:

  1. Bireysel İhtiyaçlara Yönelik Terapiler: Her bireyin afazi türü ve şiddeti farklı olduğu için tedavi kişiye özel planlanır.

  2. Tekrar ve Pratik: Beynin nöroplastisite kapasitesinden faydalanarak dil becerilerini yeniden kazanmak için sık tekrar çok önemlidir.

  3. Alternatif ve Destekleyici İletişim (ADİ): Teknolojik cihazlar ya da görsel destekler gibi yardımcı yöntemler, iletişim becerilerinin artırılmasında kullanılabilir.

Afazi ile Başa Çıkma Yolları

Afazi tanısı alınan bireylerin ve ailelerinin yaşadıkları süreç zorlu olabilir. Ancak, doğru stratejilerle bu sürecin yönetimi kolaylaştırılabilir:

  • Sabırlı ve Destekleyici Olun: Afazi, bireyin düşüncelerini tam anlamıyla ifade etmesini zorlaştırabilir. Sabırlı bir tutum ve olumlu bir yaklaşım çok önemlidir.

  • Basit ve Anlaşılır Bir Dille Konuşun: Karmaşık cümlelerden kaçının ve anahtar kelimelere vurgu yapın.

  • Göz Kontağı ve Jestler Kullanmaktan Kaçınmayın: Jestler, mimikler ve beden dili, anlamaya katkı sağlayabilir.

Afazi, sabır, destek ve doğru tedavi yöntemleriyle yönetilebilen bir durumdur. Erken tanı ve tedavi, iletişim becerilerinin geri kazanımında hayati bir rol oynar. Unutmayın, bir dil ve konuşma terapisti olarak bizler, bireylerin ve ailelerin bu zorlu yolculuklarında yanlarındayız.

27 Nisan 2024 Cumartesi

sizden gelenler


 #afazi #konuşmabozukluğu #gecikmişkonuşma #dilkonuşma #konuşmaterapisi #konuşmaterapisiankara #işitmeeğitimi #koklearimplant #işitmekonuşma #işitmerehabilitasyon #odyolog  #odyolojirehabilitasyon #odyologankara

3 Ekim 2019 Perşembe

İŞİTME - DİL VE KONUŞMA TERAPİSİ ANKARA


İLETİŞİM : 0505 653 32 67


ONLİNE TERAPİ İÇİN RANDEVU ALABİLİRSİNİZ

      

       TERAPİ VERDİĞİM ALANLAR

  • İŞİTME EĞİTİMİ 
  • KOKLEAR İMPLANT EĞİTİMİ 
  • BEYİN  SAPI İMPLANTI EĞİTİMİ
  • İŞİTSEL İŞLEMLEME EĞİTİMİ
  • GECİKMİŞ KONUŞMA
  • ARTİKULASYON BOZUKLUĞU 
  • FONOLOJİK BOZUKLUK 
  • AFAZİ 
  • KEKEMELİK
  • APRAKSİ 
  • DİZARTRİ
  • SEREBRAL PALSİDE KONUŞMA TERAPİSİ
  • DOWN SENDROMUNDA KONUŞMA TERAPİSİ



 

27 Ağustos 2017 Pazar

Konuşma ve Solunum İlişkisi

Konuşma, aslında solunum sistemimizin sağladığı hava akımı sayesinde gerçekleşir. Diyafram ve göğüs kaslarının koordinasyonu, ses tellerinde doğru ve kontrollü titreşimlerin meydana gelmesini sağlar. Konuşma sırasında, nefes alıp verirken ses üretimi için gerekli olan hava akımının düzenlenmesi, konuşmanın akıcılığı ve netliği açısından çok önemlidir. Doğru solunum kontrolü, kelimelerin doğru telaffuz edilmesine, ses tonunun ve perdesinin ayarlanmasına ve konuşmanın genel kalitesinin artmasına yardımcı olur.

Bir terapist  olarak, hastalarımızın solunum tekniklerini geliştirmeleri için egzersizler öneririz. Örneğin, derin nefes alma, nefesi kontrollü şekilde verme ve diyaframı etkin kullanmaya yönelik aktiviteler, konuşma sırasında oluşabilecek solunum yetersizliklerini önler. Böylece, bireyler hem duygularını daha doğru ifade edebilir hem de iletişimde daha etkili olurlar. Bu yaklaşım, özellikle çocuklarda ve solunumla ilgili sorunları olan bireylerde dil ve konuşma terapisi sürecinin temel taşlarından biridir.

21 Ağustos 2016 Pazar

Duyu Bütünleme Terapileri Başladı...

Birinci kursda duyu bütünleme teorisi ve  değerlendime ile ilgili eğitimi tamamlamıştım. Kursun bitiminden bir ay sonra tedavi programını  belirleme ve tedavi uygulamaları kursunu aldım.

Şunu söylemeliyim ki düşündüğümden çok daha etkin bir şekilde kullanmaya başladım. Yaptığım değerlendirmeler sonucunda çocuklara bakış açım farklı boyutlar kazandı. Artık çocukların konuşma bozukluğunu değerlendirmekle kalmayıp, duyu bütünlüğü problemlerini değerlendiriyor ve  daha etkili terapi proramları planlayabiliyorum.

Uyguladığım terapiler çocukların tüm gelişim alanlarını desteklediği için sonuçlar çok daha yüz güldürücü. Duyu bütünleme terapisi öncelikle çocukların iletişim becerilerinin geliştiriyor, bulundukları ortamda daha sosyal ve dışa dönük olmalarını sağlıyor. Bu da alıcı ve ifade edici dil gelişimine çok büyük bir katkı demek.  Motor planlama yetenekleri geliştiği için artikulasyon becerilerinde aynı oranda artış demek.

Çocuğunuzda konuşma bozukluğu varsa mutlaka duyu bütünlüğü açısından da değerlendirme yaptırınız. Değerlendirmeleri ergoterapistler ve duyu bütünlüğü eğitimi almım fizyoterapistler yapabilir. Bu konuda dikkatli olmanızı tavsiye ederim...

Bu gözlemlerinden yola çokarak diyebilirm ki yapılan konuşma terapilerine ek olarak duyu bütünlüğü terapisi de eklenebilir. Bu da çocuğunuz için tam bir tedavi demektir .

Şimdilik bu kadar  yeni bir yayında görüşmek üzere...

Sevgiler...

25 Mart 2016 Cuma

Duyu Bütünleme Terapisi

         Mart ayında Prof. Dr. Hülya Kayıhan tarafından gerçekleştirilen Duyu Bütünleme Terapisinin Teorisi Ve Değerlendirilmesi konusunda çok değerli bir kursa katıldım. Çok faydalı bilgiler edindim. Nisan ayında da bu bozukluğun tedavisi ile ilgili bir kurs düzenlenecek. Bu kurstanda çok fayda bilgiler edinecegimizi düşünüyorum. Duyu bütünlüğü terapisi uzun yıllardır kullanılan bir yöntem, ancak son zamanlarda önemi ve faydaları çok daha iyi anlaşıldı.

        Günümüzde görülme sıklığı oldukça artan yaygın gelişimsel bozukluk, konuşma bozuklukları, öğrenme güçlüğü gibi problemlerin tedavisinde duyu bütünlüğü terapisinin etkin bir rolü var. İşitmr konuşma terapisiyle ilgili yaklaşımlarla beraber duyu bütünlüğü terapini beraber kullanmak için sabırsızlanıyorum. 

         Duyu Bütünleme Terapisi ile ilgili güzel bir yayın buldum sizinle paylaşmak istedim. 
          
         İlginize teşekkürler........

http://damlaorucbasesgioglu.blogspot.com.tr/2014/10/size-anlatacaklarm-var-duyusal.html

7 Ocak 2014 Salı

Tamir Aletleri Eşleştirme

    Genelde büyük yaş grubu çocuklar tamir aletlerini öğrenmek istiyorlar. Ancak okul öncesinden yetişkine her  yaş grubu için kullanılabilir. Resim-resim eşleştirme çalışmaları nesneyi öğrenmek için kullanılabilir. Okuma yazma bilen çocuklar için resim ve kelime eşleştirme çalışmaları da güzel bir etkinlik.

    Çalışmalarda mümkün olduğunca fazla nesne kullanmaya özen gösterdim. Bunun amacı özellikle işitme kayıplı çocuk/yetişkinin kelime dağarcığı oldukça sınırlı. Ayrıca çalışma sayfalarını hem yetişkin hem de çocukların kullanacak olasıdır. Şimdilik çalışma sayfalarını çocuk ve yetişkin olarak ayırmadım. ilerleyen zamanlarda bu şekilde  de bir çalışma yapmayı planlıyorum.